«
  1. Anasayfa
  2. Sağlık
  3. 11. Ulusal Dil ve Konuşma Bozuklukları Kongresi 'ne rekor katılım Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ: “Nörobilim ile 'Dil ve Konuşma Terapisi' birbirinden ayrılamaz"

11. Ulusal Dil ve Konuşma Bozuklukları Kongresi 'ne rekor katılım Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ: “Nörobilim ile 'Dil ve Konuşma Terapisi' birbirinden ayrılamaz"

11-ulusal-dil-ve-konusma-bozukluklari-kongresi-ne-rekor-katilim-prof-dr-oguz-tanridag-norobilim-ile-dil-ve-konusma-terapisi-birbirinden-ayrilamaz.jpg

İki yılda bir düzenlenen Ulusal Dil ve Konuşma Bozuklukları Kongresi’nin 11’incisi bu yıl Dil ve Konuşma Bozuklukları Derneği, Anadolu ve Üsküdar Üniversitesi işbirliğiyle Üsküdar Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşti. Dil ve Konuşma Bozuklukları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Konrot, “11. Ulusal DKB Kongre’sinin konuşma temalarını ‘Konuşmanın Motor Kontrolü ve Değerlendirilmesi’, ‘Öykü Dil Örneklerinin Çözümlenmesi’, ‘Okul Çağı Çocuklarda Kekemelik ve Yönetimi’ başlıkları altında topladık.  Nöroloji-Psikiyatri-Psikoloji üçgeninde temellenen Üsküdar Üniversitesi’nin dil ve konuşma bozuklukları alanına gösterdiği özel ilgi sayesinde kongremiz daha zengin ve verimli geçti. 1500 uzmanın katılımıyla bu yılı rekor katılımla tamamladık. Bu alana olan ilgi bizi çok mutlu ediyor.” dedi. Kongre açılışında Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ ise ‘Dil ve Konuşma Terapisinde Disiplinler arası Yaklaşım ve Nörobilim ’ konulu seminerde bu iki bilimin neden birbirinden ayrılamayacağına dikkatleri çekti.

11. Ulusal Dil ve Konuşma Bozuklukları Kongresi (UKDB) bu yıl Dil ve Konuşma Bozuklukları Derneği ile Anadolu ve Üsküdar Üniversitelerinin işbirliğinde 19-21 Mayıs 2023 tarihleri arasında İstanbul’da Üsküdar Üniversitesi NP Sağlık Yerleşkesinde gerçekleşti. Yaklaşık 1500 uzmanın salonları doldurduğu kongre rekor bir katılım sayısına ulaştı. Katılımcıların giriş ve kayıt için uzun kuyruklar oluşturduğu kongre, yabancı akademisyenlerin yanı sıra farklı meslek gruplarından uzmanların 14 konferans, 9 panel, 8 kurs ve 150’nin üzerinde bildiri sunumuyla tamamlandı. 

Akademisyenlerinden çok sayıda öneri ve bildiri geldi 

Kongrenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Dil ve Konuşma Bozuklukları Derneği (DKTD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Konrot, kongrenin gerçekleşmesine katkı sağladıkları için Üsküdar Üniversitesi’ne teşekkür ederek sözlerine başladı. ‘Konuşmanın Motor Kontrolü ve Değerlendirilmesi’, ‘Öykü Dil Örneklerinin Çözümlenmesi’, ‘Okul Çağı Çocuklarda Kekemelik ve Yönetimi’ konularında, alanının önde gelen uzmanlarının konuşmacı olarak kongreye katıldıklarını belirten Konrot, “Kongre için açık bir çağrı yaptık. Gerek öğrenci ve mezun arkadaşlarımızdan gerekse de diğer üniversitelerin akademisyenlerinden öneriler ve çok sayıda bildiri, kurs ve panel desteği geldi. Biz de her birini takdirle karşıladık. 10 salonda 14 konferans, 9 panel, 8 kurs ve 150’nin üzerinde bildiri ile kongremizi gerçekleştirdik.” şeklinde konuştu.

Kongreye uluslararası katılım sağlandı

Kongre dil ve konuşma bozuklukları alanında uzman konukları ağırladı. 11. Ulusal UDKB Kongresi Eş Başkanı Prof. Dr. İlknur Maviş de konuşmasına dünyanın farklı üniversitelerinden gelen konuşmacıları tanıttı. ABD Cincinati Üniversitesi’nden Prof. Suzanne Boyce, Motor konuşma bozuklukları ultrason kullanımı gibi cihazlarla ilgili sunum ve bir workshop gerçekleştirdi. Almanya’dan ZAS Enstitüsü Müdürü olan Prof. Natalia Gagarina ‘Tipik, atipik ve düzensiz dil edinimi için anlatı becerilerinin değerlendirilmesi neden çok önemlidir’ başlığıyla katılımcılara alandaki yenilik ve uygulamalar hakkında bilgi verdi. Kekemelik hakkında düzenlediği seminerlerden tanınan ve Belçika Thomas More Üniversitesi’nden katılan Prof. Kurt Eggers’in de sunumu katılımcılar tarafından dikkatle izlendi. 

Anadolu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Anabilim Dalı’nda tam zamanlı öğretim görevlisi olarak görev yapan Prof. Dr. Şükrü Torun “Nörobilim Perspektifinden Dil ve Konuşmada Ritim” başlıklı konuşması ve nörobilim alanının duayenlerinden Nöropsikiyatri Derneği Başkanı Öget Öktem Tanör “Afazi” hakkındaki sunumuyla kongrenin disiplinler arası yaklaşımını öne çıkaran konuklar arasında yer aldı. 

Prof. Dr. Nazife Güngör: “Dünyayla bağımızı önce dil üzerinden kuruyoruz”  

Kongre açılış konuşmasını gerçekleştiren Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, 11. Ulusal UDKB Kongresi’nin açılışının 19 Mayıs Cumhuriyet Bayramıyla aynı güne denk gelmesinden dolayı duygulanarak sözlerine başladı ve “Nerede Cumhuriyet varsa ve nerede Atatürk’ü tekrar anıyorsak orada her zaman çok duygusallaşırım.” diyerek sözlerine devam etti: Güngör; “Dil ve Konuşma Terapisi sağlık bilimlerinin çok önemli bir alanı ve üniversitemizin de en çok tercih edilen bölümlerinden biri. Biz içinde yaşadığımız dünyayla bağımızı önce dil üzerinden kuruyoruz. Düşüncelerin sözlere dökülmesiyle sosyalleşebiliyoruz. Böyle bir alanın kurulup yayılmasına emek vermesinden dolayı Prof. Dr. Ahmet Konrot’u tebrik ediyorum.” dedi. 

Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ “Nörobilim ile Dil ve Konuşma Terapisi birbirinden ayrı düşünülemez”

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ da kongre kapsamında ‘Dil ve Konuşma Terapisinde Disiplinler arası Yaklaşımın Önemi: Nörobilim” konulu bir seminer gerçekleştirdi.

Kongre bilimsel programında kendisine yer verilmesinden onur duyduğunu belirterek sözlerine başlayan Tanrıdağ, “Nörobilim ve Dil ve Konuşma Terapisi birbirinden ayrı düşünülemez. Bu iki meslek alanı birbirleri için vazgeçilmezdir. Çünkü nörobilimsiz bir dil konuşma terapisi terapistin biyolojik hipotezden uzaklaşarak ne yapacağını bilmediği ve ölçemediği bir süreç olur. Bunlar olmadığı sürece de bilimsellikten uzaklaşılan bir çaba haline gelir. Dil konuşma terapisiz bir nörobilim ise insan beyninin inleyişleri hakkında eksik bilgilenmenin yanı sıra dil baskın beyin yarısının genel kognitif yapılanma içindeki yeri ve diğer beyin bölümleriyle ilişkileri hakkında bilgi sahibi olunamayan mekanik bir çaba haline dönüşür. Dolayısıyla bırakın disiplinler arası etkileşimi bu iki bilim alanının birbirleri için vazgeçilmez bilimsel alt yapıyı oluşturduklarını söylemeliyiz.” diyerek bu iki alanın birlikte çalışması gerekliliğine vurgu yaptı. 

Prof. Dr. Kurt Eggers: “İki dillilik Dünya’da giderek yaygınlaşıyor”

Belçika Thomas More Üniversitesi’nde kekemelik üzerine yaptığı çalışmalardan bahseden Prof. Kurt Eggers katılımcı Dil ve Konuşma Terapisti uzmanlarına iki dilli ve tek dilli çocuklarda kekemelik üzerine değerli bilgiler edinecekleri bir konferans verdi. Eggers konuşmasında “İki dillilik Dünya’da giderek yaygınlaşıyor. Mesela Türkiye’deki, Suriyeli çocuklara, ana dili Kürtçe olan çocuklara bakacak olursanız çocukların iki dilli olarak büyütüldüklerini görürsünüz. Öte yandan kekemelik ile ilgili yapılan çalışmalara baktığınızda tek dilliliğe ait normlar üzerinden yapıldığını görüyorsunuz. Bu da bize iki dilli çocukların acaba bu anlamda yanlış bir tanılanma riski ile karşı karşıya olabileceklerini gösteriyor. Öte yandan neredeyse herkesin iki dilli olarak yetiştirildiği Lübnan’da yaptığım bazı araştırmada kekemeliğin yaygınlık oranını yüksek bekliyordum, olmadı. Bildiğiniz kadarıyla da böyle bir araştırma sonucu bulunmuyor.” 

Prof. Dr. Kurt Eggers: “Kekemelik değerlendirmesi yapıyorsak bütün bileşenlere odaklanmamız gerekiyor” 

Kekemeliğin ölçeklere göre değerlendirme kriterlerinden bahseden Eggers “Çocuklarda kekemelik tanılanmasından bahsediyorsak, muhakkak bütün bileşenlere odaklanmamız gerekiyor. Sadece dilin motor özelliklerine değil, başka soruları da sormamız gerekiyor. Çocuğun aklından neler geçiyor? Kendisini nasıl hissediyor? Çocuğun çevresi ne durumda? Anne babanın tepkisi nasıl? Bunların hepsini dikkate almamız gerekiyor. Konuşma akıcılığı ya da akıcısızlıklarını değerlendirme kriteri olarak ele alıyoruz.   İki tür akıcısızlıktan bahsedebiliriz. %3 kekemelik benzeri akıcısızlık varsa bu kekemelik işareti olarak değerlendiriliyor. Belli bir öbek tekrar ediyorsa bunu normal bir tekrar kabul ediyoruz. Bu diğer akıcısızlıklar sınıfına giriyor. Birden çok heceli sözcüğü tekrar ediyorsa bu yine diğer akıcısızklıklar sınıfına giriyor. Ama konuşma sırasında ‘ben ben ben ‘gibi tekrarlar ediyorsa bu kekemelik benzeri akıcısızlık olarak sayıyoruz. Buradaki kategorilere bakarsanız kekemelik benzeri olanlara tek heceli sözcük tekrarı, kısmi sözcük tekrarı, hece tekrarı, ritmi bozuk sesleme, sessiz uzatma ya da sözcüğün ortasında bir es veriyorsa akıcısızlık olarak sayılıyor” dedi. Prof. Kurt Eggers konferansı boyunca farklı ülkelerden, farklı dillerden örneklemlerle birçok araştırmayı da katılımcı dil konuşma terapistleriyle paylaştı. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bir Cevap Yaz

Gazete Boğaz Hakkında

Bir Cevap Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *